İrticâ, kelime manasıyla, geriye dönüş ve geriye dönmek demektir. İrticâ, kişinin ve toplumun maddî ve manevi dengesini bozan, maddî ve manevi gelişmesini engelleyen hareketlerdir.
Değişen ve Değişmeyenler:
Hz. Ömer kölesiyle ve deveyle Şam’a gidiyorlardı. Deveye binme sırasını tâyin için kur’â çektiler. Zaman zaman Hz. Ömer, zaman zaman köle biniyordu. Bu minval üzere yola devam ettiler. Şam’a girerken deveye binme sırası köleye gelmişti. Köle sırasını Hz. Ömer’e vermek istedi. Fakat o kabul etmedi. Böylece Şam’a girdiler. Bu örnekte değişen ve değişmeyenleri görelim:
Deve değişti, tren-otobüs-otomobil-uçak gemi oldu. Yollar değişti, demiryolu otoban oldu. Yani vasıtalar değişti. Amma adalet, sevgi, merhamet ve ahlâkî değerler değişmedi.
İslâm, kişi ve toplum hayatında maddî ve manevi dengeyi ve gelişmeyi sağlayan mutlak gerçeklerdir.
Kur’ân; yedi kat göklerin, onsekiz bin âlemin sâhibi, kudreti sonsuz olan Allah(c.c)’ımızın emirleridir. Cebrâil (a.s.) aracılığı ile, vahiyle peygamberler peygamberi iki cihan serveri fahr-i kâinat efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e gelmiştir.
İslâm’dan önce Arap Yarımadası’nda kız çocuklarını kuma gömüyorlardı. İslâm geldi bunlarla mücâdele etti ve ortadan kaldırdı. Bir cümle ile; insanı insan yapan değerlere kavuşturdu.”
Hadîs-i Şerif: “Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır.” İrticânın kökünü kurutan cihanşumul karakteri ile insanlığı sevgi ile kucaklayan, İslâm’ın özünde irticâ aramak yanlışın yanlışıdır. Ancak; ne idüğü belirsiz Aczimendî, Hizbullah ve bunlara benzeyen örgütler milletimiz tarafından takbih edilmektedir (kötülenmektedir). Bunların İslâm ve Millet düşmanları tarafından kuruldukları da bilinmektedir.
Yıllardan beri dikkâtler irticâya çevrilmiş, bundan en çok hırsızlar, soyguncular, hortumcular faydalanmışlardır. İdârî kademelerde ise irticâ; baskı unsuru olarak kullanılmıştır.
İRTİCÂ; zemzem dolu kadehlerde değil, viski dolu kadehlerde aranmalıdır.
İRTİCÂ; Ashâb-ı Kehf’in mağarasında değil, Dekyanıs’un sarayında aranmalıdır.
İRTİCÂ; “Yazın imiği kaynamayanın, kışın güveci kaynamaz” diyen, çilekeş Anadolu evlâdının sakalının telinde, minârenin şerefesinde değil, güpegündüz koskoca bir milleti soyan ve soyduran, bunlara ortak olan hırsızların, hortumcuların arasında aranmalıdır.
İRTİCA; İffeti ile arşın direği, îmân ve ihlâsı ile dinin yarısı, edep ve hâyâsı ile dünyanın süsü olan Müslüman Türk Kızları’nın ve Hanımlarının başının örtüsünde değil, eşcinsellerin nikâhına alkış tutan, çıplaklar kampına ruhsat veren ahlâksızların ve iffetsizlerin arasında aranmalıdır.