Bu konu da, yukarıda belirtilen Kürt konusu gibi siyasi istismar ve bölücülük unsuru olarak kullanılmıştır. Bir Hadis-i Şerif de:
“Benim Ehl-i Beyt’im, Nuh’un gemisi gibidir, O’na binenler kurtulur, binmeyenler boğulur.” buyrulmuştur. Büyük Türk Milleti’ne bu gemiden sesleniyoruz.
Sünnilik de, Alevilik de yoktur gerçekte.
Hak din İslam’dır Allah (Celle Celalühu) indinde. i Müslüman Müslüman’ın kardeşidir dinde. Kur’an ve Sünnettir Müslüman’ın yolu, Ehl-i Sünnet vel Cemaat tir bu yolun adı. (1) Al-i İmran-19. ayet.
ÖNEMLİ SORULAR
Alevî veya Sünnî olduğunu beyân eden bütün kardeşlerimiz, geliniz bu soruların cevabını birlikte verelim.
1.Soru
Ebû Süfyan, Uhud’da kiminle savaştı?
İki Cihan Serveri Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) ile savaştı.
Biz o târihlerde yaşıyor olsaydık kimin safında yer alırdık?
Elbet Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in safında yer alırdık.
2.Soru
Ebû Süfyan’ın oğlu Muâviye, Sıffın’da kime karşı savaşmıştır?
Aliyy-ül Murtazâ’ya karşı savaştı.
Biz o dönemde yaşamış olsaydık kimin saflarında yer alırdık?
Hz. Ali’nin (r.a.) saflarında yer alırdık.
3.Soru
Muâviye’nin oğlu, bütün yaratılanların lanetlediği, vahşet örneği Yezid Kerbela’da kiminle savaşmıştır?
Fahr-i Kâinat Efendimiz’in (s.a.v.) gözünün nûru, Hz. Fatma Anamızın sevgili kuzusu, Cennet halkı çocuklarının efendileri, Ehl-i Sünnetin göz bebekleri olan Hz. Hüseyin (r.a.) ile savaştı.
Biz o zaman yaşasaydık kimin saflarında yer alırdık?
Hz. Hüseyin’in (r.a.) safında yer alırdık.
Bu cevaplara itirazımız yoksa inancımızda ve tarafımızda farklılık olabilir mi?
Evet, biz Alevî-Sünnî değiliz, ayrı yerlerde değiliz, ayni yerde Ehl-i Sünnet vel Cemaattanız yâni Fırka-i Nâciyeyiz.
Hacı Bektaşı Veli Hz. de Makalat’ında; “Kul Allah’a 4 kapı ve 40 makamda ulaşır. Bu makamların;
1. Onu şeriatta,
2. Onu tarikatta,
3. Onu marifette,
4. Onu Hakikattedir.
Şeriat bölümünün 7. maddesinde “Ehl-i sünnet vel cemaat olmaktır” buyuruyorlar.